22 Eylül 2011 Perşembe

Maslow'dan Semih'e, Maslow'dan Semih'e...

Malumunuz ligin ilk 3 maçı geride kaldı ve 3 haftaya genel bir tablo olarak bakıldığında dikkat çeken noktaların başında Semih Şentürk'ün kötü performansı geliyor.

Anlamak pek fazla mümkün değil. Aslında herşey Semih için güzel gidiyor gibi görünüyor. Bi baksanıza cümlelere:

* Yazın yaşananlardan sonra Niang-Emenike-Guiza'nın gitmesiyle takımın 1. forveti oldu
* Bu kadar forvet gönderilmesine rağmen Aykut Hoca Semih'e güvenoyu verdi ve takıma 3. forvet almadı
* Yabancı sınırlaması ve sakatlıklar dolayısıyla yabancı hakkını defansa kullanmak zorunda kalan takımın yegane türk ve 1. forveti olduğu kesinleşti.
* Lig öncesi hazırlık maçlarında nefis performanslar sergiledi
* Özel hayatında -allah uzun ve güzel ömür versin- dünyalar tatlısı bir yavruya kavuştu

vs vs..

Tabi ki oturduğumuz yerden yorum yapınca bu tarz düşünceler çok havada kalıyor. İnsan hali bu belki binlerce sorun vardır kafasında fakat bu takımın bu dönemde Semih'e çok ihtiyacı olduğu da gerçek.

Geçen haftaki maç yorumumda Semih'in kötü performansına dikkat çekmiş, bebeğiyle twitter'a attığı fotoğraflarda bile gözlerinde bir buğu gördüğümü söylemiştim ve sabretmek gerektiğini dile getirmiştim.

Aynı düşüncelerimi tekrarlıyorum.

Semih'e saygı göstermek gerekir. Semih'e takımın 1. forvetiymiş gibi davranılması gerekir. Semih'in nazı çekilmeli, kaprisleri göz ardı edilmemelidir. Tabi bunlar bizlerin yapması gerekenler.

Ama birde Semih'in kendi yapması gerekenler var.

Lütfen Semih, Lütfen. Bak ne diyeceğim sana:

Lig tv mi iptal ettirdiğim için bu sezon cafede seyrediyorum maçları. Adana'dayım. Kalabalık ve sinirli bir kalabalık ile seyrediyorum. Ama futboldan da felaket anlıyorlar. Sadece topun olduğu yeri değil topsuz koşuları, topsuz alanları, taktik varyasyonları bile göz önünde bulunduruyorlar. Hakemin de insan olduğundan falan konuşan bir kitle.

2 haftadır sana felaket destek oluyorlar. Topu kontrol edemiyorsun, "canı sağolsun" zemin bozuk diyorlar, tercih hatası yapıyorsun, "Olsun" diyorlar, duvar olamıyorsun, sana kıyamadıklarından suçu diğerlerine atıyorlar ama sana destek oluyorlar. Herkes seni kendi kardeşi, abisi gibi görüyor Semih.

İnce bir detayın kıyılarında oldugunu biliyorlar.

Ne diyor Maslow'un piramiti.

Temel ihtiyaçlar, piramidin tabanını oluşturur ve herkes için geçerlidir. Kişi toplumda yer edindikçe, kendine güveni arttıkça ve saygınlık gördükçe ihtiyaçların olduğu piramitin tepesine doğru gider.

Üst düzey gereksinmeler ise kendini gerçekleştirme,merakını giderme,bilme ve anlama,estetik ve yaratıcı gereksinmelerdir.

Fenerbahçe taraftarının piramidinde tabandan piramidin tepelerine -yani üst düzey gereksinmelere- doğru yola çıktın Semih. Gönül piramidinde zaten en tepelerdesin o ayrı.  Unutma bunu hiç bir zaman. Yerini bilerek, kıymet göstererek SAVAŞ. Ona göre SAVAŞ, Bizim için SAVAŞ, YARAT, YAP, VUR, KIR, PARÇALA ama KAZAN Semih Şentürk.

Lütfen..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar

Yorumlar