7 Eylül 2010 Salı

İssiar Dia analizi üzerine


   Niang hakkında yazdığım yazı dan sonra bir de issiar dia ile ilgili yazı yazmak farz olmuştu. lakin issiar dia'nın Fenerbahçe'ye geldiği ilk günlerde "uludagsozluk.com" a bir iki şey karalamıştım zaten. aslında o zamanlarda sözlüklerde okudugum ve beni irite eden şeylerin ardından çokta detay verememiştim ama başarılı bir yazı olmuş ki çok çok güzel olumlu feedbackler olmuştu. Niang yazımında ilgi görmesinin ardından kendi Dia yazımı yine benim yorumlamam enteresan olacak gibi düşünüp yazmaya karar verdim.

  Öncelikle uludagsozluk te İssiâr Dia hakkında ne yazmışım hatırlatmak isterim.  

http://www.dailymotion.com/video/x2ylw3_issiar-dia_sport öncelikle unutmadan şunu şuraya koyalım. ülkede ne derece basiretsiz, bilmeden konusan, rekabetin pisliğini aortunda hisseten tipler olduğunu göstermiş 23 lük fransız futbolcudur.
dünyası sadece gördüğü yer kadar, gördüğü yer sadece dünya kupası ve şampiyonlar ligi ve ayrıca bir iki tane büyük lig olan ve futbolu bildiğini sanan öküzleri internet başına toplamıştır.
futbolcudan biraz bahsedecek olursak, hemen hemen herkes gibi fm, cm gibi pc oyunları sayesinde ilk kez 3 yıl önce tanıtmıştır kendisini bana. şu an tam hatırlamıyor olsam da 3 yıl önce bana kanal a ya da kanal b miydi neydi fransız ligini yayınlayan sikko kanalı izletmiş bir kaç futbolcudan birisidir. devamında sıkı bir takip gelmiştir tarafımdan issiar dia'ya. 
izledikçe 3 yılda neler görülmüştür peki?
-- daha ilk sıraya devamlılığı yazmak gerek diye düşünüyorum. beni her hafta sikko tv kanalına kitlemiş derken laf olsun diye söylenmiş değildir. birazcık araştırma ile bu durum şöyle açıklanabilir. bir futbolcu düşünün ki;
2006-2007 yılında 27
2007-2008 yılında 31
2008 2009 yılında 24
2009 2010 yılında 33 maç oynamıştır. yani 4 yılda 115 maç oynamıştır ki bu sayı neredeyse bir lig takımının oynadığıyla eş değerdir. yani ne sakatlanma ile başı beladadır, ne antrenman kaçırma ne de maç kaçırma sorunu vardır.
az önce ki istatistiklerde açıklandığı üzere 4 yılda oynadığı 115 maçta sadece 7 sarı kart 1 de kırmızı kart görmüştür. günümüz ülke futbolunun en büyüğü olan kart görme sıkıntısı ile 34 maçlık ligde 10 11 maçı kart dolayısıyla kaçıranların arasında parlayacaktır. unutma bu istatistiği: 4 yılda 115 maç 7 sarı kart 1 kırmızı kart
ısrarlar sadece sözlüklerde değil internet sitelerinde söylendiği üzere dia bir forvet değildir. bir sağ kanat oyuncusudur. hem de orta sahadan devşirme değil anadan doğma. buna artı olarak ihtiyaç halinde sol kanatta da kullanılabilmektedir.
fenerbahce için önemli noktalardan biriside sağ beki ile olan anlaşması. arkasında oynayan gökhan gönül ile anlaşması asla kapalı kutu değildir. iyi anlaşacaktır. fransa ligindeki maçlarında her maçta ortalama 5 6 kere sağ bekte pres yaparken, ordan top çıkartırken, orda pozisyon keserken ve top arası yaparken görülmüştür.
6 bucuk milyon euroya 8 milyon euroya alınması önemli değildir. önemli olan bu paranın 23 yaşında senegalli bir adama ödenmiş olmasıdır hem de 4 yıllıgına. hem de klube ödenen parada bu paranın içerisindedir. 
taraftara sorsanız derler ki ne zaman biz futbolcu alıp satacagız, ben bir tek okochayı ve balic i hatırlıyorum. e be hayvan, o zaman dia'ya neden laf ediyosun. ha adını bilmiyosun dimi o yuzden. tabi sen futbolun, taraftarlığın sadece kaymagıyla ilgilendiğin için değil mi? guti gelsin sana, quaresma, robinho, ronaldinho olsun di mi. alsın 20 30 milyon dolarları, christmasa gitmek için aralık ayında oynamasın, canı sıkılsın defolsun gitsin. ama o yıldız bunlar zaten gereksiz adamlar.
izlenildiğinde görülecektir ki en az yattara kadar ortega kadar yusuf şimşek kadar ayakları çabuk ve kolay çalım atabilen oyuncudur. çalım atabilip, fuleli adımlarıyla rakip oyuncusuna 20 metrede 15 metre fark atacak kadar da hızlıdır.
futbola açtır
şampiyonlar ligine açtır
55 bin kişinin önünde oynamaya açtır.
evet bazı hıyarlar taşak geçecektir ama siyahidir. appiahtan cok daha güçlüdür. adeleleri gözle görülebilir kadar sağlamdır. yorulmazdır.
nancy de tek eksiği emre ve alex gibi nokta pas atabilecek, koşu yoluna top atabilecek, kendisini defansın arkasına sarkıtabilecek futbolcu olmamasıdır. ki bunuda fenerbahçede bulmuştur.
eleştirmek adına yıllardır deividi itin götüne sokan tipitipler şuan fenerbahcenin sağ kanadında zaten 5 10 15 kişi var ne gerek vardı gibisinden açıklamalar yapmışlardır. fenerbahçenin sağ kanadında ne özer hurmacı vardır, ne deivid, ne mehmet topuz. hatta ve hatta ne de kazım kazım. bunların 4 üde forvet arkasından bozma sağ kanatlardır. fenerbahcenin sağ kanadı arkada gökhan gönül önde dia ya emanettir ve uçacaktır.
fenerbahçenin herşey yolunda giderse diger kanat arkadası stoch ile birlikte en az 30 40 milyon euroya satabileceği oyuncudur. allah yar ve yardımcı olsun.
finalede bir tane dia kontraatak, hız, çalım ve dayanıklılık (ki gol 70. dakikada geliyor) videosu koyup (http://www.soccerclips.net/videos/?title=bordeaux-1-2-nancy ) klişe ile bitirelim. sezon sonunda da burdayım


Peki ya aradan geçen 1 ayın ardından, hem şampiyonlar, hem de avrupa liginden elenmenin ardından görüşlerimden neler değişti, neler perçinlendi, neler yok oldu ?


- öncelikle kaçırılan şampiyonlar ligi ve uefa kupasında oynayamamasının hala derin acısını yaşıyorum. Mabeddeki youngboys maçına ilk 11 de çıkıp sağ kulvarı mehmet topuzdan 90, deividten 60, kazımdan 30 kat iyi kullanabildiğini bangır bangır bağırırken devamında geçirdiği sağlık herhalde en çok beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Zaten tüm kamp dönemince sakatlıklardan dert yanan bir camiaya gelen genç yeteneğinde direkt olarak sakatlanması ne enteresandı. üstelik yukarıdaki yazımda işin matematiğiyle bu adamın en kuvvetli yönünün devamlılığı olmasına dikkat çekmişken.

2006-2007 yılında 27
2007-2008 yılında 31
2008 2009 yılında 24
2009 2010 yılında 33 maç oynamıştır. yani 4 yılda 115 maç oynamıştır


- ilk yazıya giriş kısmında salladığım ve sürekli takipte olduğum iki elin parmağını geçmeyecek sayıda spor yazarının 180 derece dönüşleri en çok beni mutlu etmiştir. (bu adam kanat değil forvet, ayakları yere sağlam basmıyor, keiatanın yarısı etmez, niang'ın bonusu, aslında hızlı değil gibi )kişisel mail adreslerine ilk dönemdeki yazıları ve benim yazım tarafımdan 100 er kez mail olarak gönderilip altına sadece gülücük atılmıştır. 

- o dönemdeki görüşlerimin ve tahminlerimin (sakatlık hariç) doğru çıkması, Manisaspor maçının çok kısa bir bölümünde dahi olsa hızını, tekniğini ve takıma uyumunu ıspatlamış olması sevindiricidir. hatta o kadar hızlı olması bazen takım adınada olumsuzluk taşımaktadır. çünkü ortasahadan aldıgı topla sıfıra inip orta yapmaya hazırlanacak oldugu anda alex hala orta sahada, sğa kanat hala çizgide forvette hala etkili alana girememiş olmaktadır. işin şakası bir yana niang ile uyumu tüm camiaya ışık vermiştir.

- niangın araya paslarına, indireceği hava toplarına ve sırtı dönük aldığı toplara zamanında koşu yapabilmesi
- alex ile 2 ye 1 e girmesi
- sıfıra indiğinde topu çıkarmak için alexin her zaman 2 direğin arasına koşmasını ezberlemesi
- gökhan gönül'ün bindirmelerde ne gibi pozisyonlarda nereye koştuğunu avcunun adı gibi bilmesi

şu an için benim kendisinden en büyük isteğimdir. 

2 yorum:

  1. İD'DİA'ya bile girerim bu adam şu an ligin en hızlı ofansif oyuncusu.
    Tabi yarın öbür gün bu cümleyi yazdım diye g.t olabilirim.
    Ama az da olsa futboldan anlıyorsam Fenerbahçe'de oynadığı kısa sürelerde bende öyle bir intiba bıraktı ki bu adam devamlı oynatılırsa rakip defans beklerinin anasını sarı laciverde boyar.
    Özellikle de rakibin sol bekinin anasını laciverde boyar.
    Dediğim gibi,İD'DİA'ya bile girerim :)

    YanıtlaSil
  2. adamlar 6.5me takım kurup şampiyon oluyorlar, sen bir dia'ya o parayı verdin oynatamıyorsun.yazıktır.bank asyada 50 tane vardır onun gibi.adamda biraz teknik olur, kafayı çalıştırı ayağımdaki topu ne yapayım diye.

    YanıtlaSil

Yorumlar

Yorumlar