22 Aralık 2010 Çarşamba

Kırıntılarla Bucalıyoruz

Kötü bir kadro vardı dün sahada. Yoldan geçen 100 kişiye sorsaydınız eğer
"orta saha da cristian - gökay - selçuk 3 lüsü ile oynayacağım ne dersin? diye
heralde 100 kişinin 100 üde;
"Aman hocam yapma. Bu adamların hiç birisi santra yuvarlağının 2 adım ötesine geçmiyor. Hücumu besleyemiyorlar forvetle 2 ye 1 ler, adam eksiltmeler, derin top atmalar  hak getire"
derdi Aykut Hocaya.

Aykut Kocaman ancak şunu düşünmüş olabilir, ben koşan oyuncularla ortasaha mı güvenceye alırım, ileri 3 lüm zaten pır pır adamlar, onlar gerisini hallederler. Ama 9 kişi defan yapan bir rakibe karşı bu 3 kişiden (GG yi de sayarsak 4) Süperman olmalarını beklemek insafsızlık olur. Hadi diyelim dia sağdan aldı 2 kişiyi geçti, 3 üyü madara etti, 4.yü silkeleyip sıfıra indi, bu arada Semih bir yalancı koşuyla 3 kişiyi terse gönderdi öne koştu. Ee geriye kalan (forvet harici) 2defans ve bir kaleciyi napıcaz.  Aynı şey stoch içinde geçerli. Superman olmalarını bekliyorsunuz bu futbolculardan Aykut Hocam. Yapmayın, Etmeyin.

İlk yarı da göze hoş gelen 3 4 pozisyon varsa hepsinde hucuma katılmaya çalışan Gökay vardı. Hücumu 4 ten 4 buçuğa çıkarttığımız için o da. Ama günümüz futbolunda herkes biliyor ki en az 7 kişiyle hucum etmelisiniz. Biz hala 4 - 5 lerdeyiz.

Dün gecenin alenen gösterdiği bir gerçekte Alex in yine vazgeçilmez olduğu. Kanaryamızı göklere çıkarmak için kanatlarının iyi çalışması lazım. Ama kanatları çalıştıracak olan organda beyindir. Beyinde Alextir bu takımda. Dia ve Stoch tarzı oyuncularla Kazım gibi oyuncuları karşılaştırmamak gerekir. Kazım kaleye sırtı dönük top alabilir ama araya atılan toplarla sıfıra inemez, Dia veya Stoch ta sırtı kaleye dönük top alamaz ama araya atılan toplarla çok rahat sıfıra inebilir. Bu detayı nasıl görevli kişiler göremez ya da ona göre davranmaz ya da bu düşüncenin aksini iddaa etmez anlamıyorum.

Ve son şey, 2. yarı biraz toparlanmış gibi gözüksekte ortaya yine ANKARAGÜCÜ'nden almış olduğumuz Serkan Kırıntılı faktörü ortaya çıktı. Belki de çok çok uzun yıllar sonra tribünlerden gelen yuh sesleri ilk kez içimi ferahlattı. Kaleye gelen 3 topun 3 ününde zor top olmamasına karşın hepsi içeriye mi alınır kırıntılı. Böyle büyük takım kalecisimi olunur. Volkan Babacan dahi kaledeyken 2 yıl öncesinde biz Türkiye Kupasında 8 maçta gol yemedik. Hangi pozisyonu kurtaracaksın. İlk iki golü heyecana verdik diyelim ama takım bucayı kıstırmış, risk almış, sol çaprazdan aptal saptal bir şut geliyor ve altından kaçırıyorsun. Olacak iş midir bu? ve bunun Ankaragücü ile alakası var mıdır?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar

Yorumlar